ALLAH'IN İPİ
Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı yapışın ve birbirinizden ayrılmayın! Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun lütfu sayesinde kardeşler oldunuz; ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, sizi oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğruyu bulasınız. ( Ali İmran Suresi 103.Ayet Meali )
Biz insanlar Allah’ı ve Kuran’ı terk ettik. Allah’ı ve Kuran’ı terk edince insandan, doğadan, ilimden, bilimden, ışıktan, hakikatten uzaklaştık. Uzaklaştıkça geri dönmek zor oldu. Geri dönmek zorlaştıkça biz insanlar geri dönmeyi göze alamadık. Dönmek bizlere zor geldi.
İnsanlığa tarihi boyunca bir çok peygamber gelip geçmiştir. Bu peygamberlerin bir kısmından Kur’an bahsederken bir kısmından ise bahsetmez.
Gelen peygamberler geldiği her toplumun fikir ve yaşam tarzını değiştirmiş Allah’ın dini İslam’ı yeryüzünde hakim kılmıştır.
Hiçbir peygamber yoktur ki dinsiz bir topluma gelsin. Peygamberlerin geldiği her dönemde bulunan toplumlar dini bir yapıya sahipti. Allah’ı akılla kavrayamadığı için inanmadığını söyleyen biri aklını put edinmişti. Allaha inanmadığını söyleyen diğer kısım paranın kulu olmuştu. Allah’a kul olmayan insan mutlaka bir şeylere kul olmuştu. bu insanlık tarihi boyunca böyle olmuştur.
Son nebi olan Hz. Muhammed nebilik görevini tamamlayıp vefat ettikten sonra Müslümanlar sürekli olarak saf, temiz ve duru olan İslam’a dönmek için mücadele vermişlerdir. Durumda böyle ya hiçbir zaman tam anlamıyla başarılı olamamışlardır.
Hz. Muhammed hayattayken anlaşılamayan her konu Hz. Muhammed’e sorulur. Hz. Muhammed ise açıklardı. Hz. Muhammed’in vefatı ile kargaşa başladı sahabe tarafından ayetler konusunda bir çok yorumun ortaya atılmasıyla Müslümanlar kendi aralarında fırkalaşmaya başladılar .İşte İslam ümmeti o zamandan beri temiz olan İslam’a dönemedi.
Günümüz İslam yapısına baktığımızda bu durumun hala devam ettiğini çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliriz. Fırkalara ayrılan İslam ümmeti Orta Doğu’da Şii-Sünni kavgasına tutuşarak on binlerce insanı bebek-yaşlı demeden katlederken diğer tarafta Allah’ın adını ağzına alıp Allah için kafa kestiğini söyleyen değişik yapıda topluluklar oluştu.
Bu yapının ve düşünce sisteminin oluşmasındaki en temel problem kuşkusuz Kur’an dan ve Peygamberden uzaklaşmaktır.
Günümüzde de görüldüğü gibi peygamber gösteren terlikten tut rüyasında vahiy aldığını, Hz. Muhammed’in kendisine kitap yazdırdığını söyleyecek kadar İslam ümmeti Kur’an’dan uzaklaştı.
Kur’an’ı kendi kitaplarına uyduran bu insanlar bu işten en karlı çıkanlar oldu ve günümüz toplumunda bu insanlar el üstünde tutulur duruma geldiler. Kur’anı kendi kitaplarına uydurmakla kalmayıp aynı zaman Hz. Muhammed’in sünnet kavramını farklılaştırarak adına din dedikleri karmakarışık bir düşünce sistemi oluşturdular.
Kur’an insanlara apaçık bir şekilde kaynak olarak yeterken kendini mehdi ilan edenler, peygamber gösteren terlik satanlar, Kur’an’ın kavranamaz ve anlaşılamaz bir kitap olduğu düşüncesini ortaya attılar. Bunun sonucunda da kendi kitaplarını ve düşüncelerini kutsallaştırarak insanlara sundular. Durum böyleyken Kur’an’ı terk eden insanlarda bu düşünceleri sorgusuz, sualsiz benimsediler İslam’a teslim olmuşların tek ismi Müslümanken ortaya X cemaat , Y cemaat , şuncular , buncular diye fırkalara ayrılmış bir ümmet çıktı. Allah ipime sımsıkı sarılın dedikçe bizler ötekileştirdik. Allah’ın ipi birken bizler yüz parçaya ayırdık. Bizler sadece Müslümanken şii , sünni , maliki vb. mezheplere ayrıldık. Bunun sonucunda da Müslüman Müslümanı Allah için öldürmeye başladı. Bizleri bu duruma düşürenler ise bizleri keyifle seyre koyuldular.
Hz. Muhammed’in , ümmetini Allah’a şikayet etmesini Kuran böyle dile getiriyor ;
Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi.
Gerçekten de dediği gibi oldu bizler Kuran’ı terk ederek hakikatten uzaklaştık. Hakikatten uzaklaşınca yolumuzu aydınlatacak bir ışık bulamadık. Gördüğümüz ilk ışığı da Güneş sandık.
Ferdi YAPICI
15.11.2017